Yaşam

Hükümete yakın kazı şefi atanmasına tepki: Kültürel dokudan endişe duyuyoruz

İZMİR – 6 Şubat 2023’te Maraş’ta meydana gelen ve 11 ili etkileyen depremlerde onbinlerce insan ve hayvanın yanı sıra oluşması yüzyıllar süren tarihi dokuyu da kaybettik. Yıkılan binlerce yapının ortasında, korunması gereken kültür varlığı statüsündeki birçok yapı da bulunuyor. Örneğin Antakya Kurtuluş Caddesi’ndeki binalar haritadan adeta silinmişti. Yine Antep Kalesi, Adıyaman Ulu Camii, Diyarbakır surları, İskenderun Latin Katolik Kilisesi, Antakya Habib-i Neccar Camii, Hatay Meclis Binası, Antakya Saint Pierre Kilisesi depremde hasar gören değerli yapı kümelerinden sadece birkaçı.

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, depremin 18’inci gününde enkaz altında kalan tescilli yapı ve kültür varlıklarının kurtarılması için Afet Bölgesi Kazı Başkanlığı oluşturacaklarını açıkladı. Ersoy, tescilli yapılara koruma levhaları takarak enkazın kaldırılmasını engellediklerini ifade etti. Şahıs ve vakıflara ait tescilli yapıların yeniden inşa edileceğini kaydeden Bakan, bu işlemlerin tamamen bakanlığın denetiminde yürütüleceğinin altını çizdi. Ersoy, konuşmasının sonunda Hatay’da yeni bir hikaye yazacaklarını belirterek, “Özel şahıslara ait binalarla ilgili de yönetmeliğimizde düzenleme yapacağız. Onlara hem maddi hem de teknik destek sağlayacağız. Yaratacağız. Antakya için bir kültür rotası Tescilli yapıları tamamen restore edeceğiz.”

MUHAMMET ARSLAN: BÖLGEYE ÇOK HIZLI İNİŞ YAPMAYI PLANLIYORUZ

Toplantıya bilim kurulu üyesi olarak davet edildiği belirtilen Kars Kafkas Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Muhammet Arslan, Afet Bölgesi Kazı Başkanlığı kurulmasına karar verdiklerini açıkladı. Hafriyat başkanlığı tarafından yıkılan binalardaki mimari modüllerin aslına uygun olarak toplanacağını belirten Arslan, “Hatay dahil afet yaşayan diğer illerdeki tescilli yapılarda da bu çalışmaları yapacağız. Bölgede ikamet eden veya bölgedeki üniversitelerde okuyan arkeoloji ve sanat tarihi bölümü ile 2 gün içerisinde çok hızlı bir şekilde sahaya inmeyi planlıyoruz” dedi.

Bu duyuruyu takip eden saatlerde sosyal medyadan adaylara kazı başvurusunda bulunmaları için davet yapıldı. #Sana ihtiyacımız var hashtag’iyle yapılan davet Doç. Dr. Muhammet Arslan’dandı. Aslan, “Afet Bölgesi Kazı Müdürü” olarak, istekli öğrencilerin resmi olmayan bir Gmail hesabına özgeçmiş göndermelerini istedi.

.

‘BU KAZI BAŞKANLIĞI ÇOK GERÇEKÇİ DEĞİL’

Kültür ve Turizm Bakanı Ersoy’un depremin ardından yaptığı açıklama ve Afet Bölgesi Kazı Başkanlığı’na Muhammet Arslan’ın atanması akademisyenlerden tepki çekti. Bölgede görev yapan bir akademisyen, pek çok kültür, etnisite ve dine ev sahipliği yapan Antakya ve çevresine kazı başkanlığına Muhammet Arslan’ın atanmasından endişe duyduklarını belirtirken, bir başka akademisyen de kararı hafife alınmış bulduğunu söyledi. .

Doç. Erkan Konyar, bu kadar kısa sürede arkeolojik kalıntıların bulunduğu deprem bölgelerinde hangi yöntemlerin izleneceğini belirlemenin çok sorunlu bir durum olduğunu söyledi. Aslında “Afet Bölgesi Kazı Dairesi Başkanlığı” açıklaması oldukça sıkıntılı. 11 ile yayılan bir deprem bölgesinden bahsediyoruz. Hemen her yapı için bir kazı lideri ve ekibi belirlenmesi gerekirken, kazı müdürlüğünün bu kadar kapsamlı tarifinin çok gerçekçi ve uygulanabilir olmadığını söyleyen Konyar, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Antakya ve İskenderun’da bozulan tarihi doku, farklı bir yapısal ve kültürel karaktere sahip. Arkeolog ve sanat tarihçilerinin yanı sıra bu alanlarla ilgili disiplinlerde çalışan bilim adamlarının da yer alacağı bir grup oluşturulmalı. Çalışmalara yeniden başlamadan önce üç boyutlu görüntüleme ve öncelikle bu bilgiler oluşturulmalı İş yapıldıktan sonra her bina için uygun modeller geliştirilmelidir.Her bina için ihtiyaçları çerçevesinde oluşturulacak çalışma ekiplerinin oluşturulması gerektiği varsayılmıştır. Ancak kazı ekip listesine baktığımızda özellikle kazı lider ve yardımcılarının ve hatta öğrencilerin tüm bunlara dikkat edilmeden hızlı bir şekilde oluşturulduğunu görmekteyiz.Kanıtlarıyla yaklaşan bilim adamlarının müdahaleleri yapılarda geri dönülmez yaralar açabilmektedir. ve antika politikamız için.

‘HARİKA BİR KARAR’

Kültür Bakanlığı’nın Afet Bölge Başkanlığı’nı hızla kurmasını eleştiren bir akademisyen, “Ülke tarihimiz açısından çok kültürlü ve değerli bir bölge. Bakanlık bilim adamlarını bir toplantıya davet edip konunun uzmanlarını çağırmalı, bir ekip kurmalıydı ama olmadı, bu görevi kendisine yakın bir kişiye verdi, o kişi de tekrar davet etti. ciddi olmayan bir şekilde özel hesabından paylaşım yapıyor. Bakanlığın bu kararı bölge için çok düşündürücü ve gerçek bir davranış biçimi değil. İnşallah bir an önce bu yapılır. Karar geri alınır” dedi. .

.

‘ANTAKYA VE ÇEVRESİNİN KÜLTÜREL DOKUSU İLE İLGİLİYİZ’

Antakya gibi çok kültürlü bir şehre Muhammed Arslan’ın kazı başkanı olarak atanmasının başlı başına sorunlu bir durum olduğunu belirten bir diğer akademisyen, sosyal medya paylaşımlarında Arslan’ın bir bilim insanı olarak tarafsız olmadığını belirtti.

“AK Parti’ye yakınlığıyla tanınan Arslan’ın kazı başkanı olduğu Ani’de tartışmalı birçok restorasyon uygulaması gerçekleştirdiğini biliyoruz. Hazırladığı Ani tanıtım görsellerinde kullandığı fetih marşları ve sloganları birer klasik haline geldi. Mehmet Arslan için kültür varlıkları ayrıştırılmış ve mümkün olduğunca bir kısmı marjinalize edilmiştir. Bilim adamının tarafsızlığından eser yok. Bu nedenle Antakya, İskenderun gibi birçok kültür, etnisite ve dine ev sahipliği yapan ve bu zenginlik ile farklı bir yere sahip olan şehirlerin kültürel dokusunun yeniden görünür kılınmasından büyük korkumuz var. Aniden bir tanıtım imajıyla fetih marşlarını çalan biri, Antakya’daki kültürel mirasa nasıl sahip çıkabilir?”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu